Beyin ve Hudut Cerrahisi Kısmından Prof. Dr. Zeki Şekerci, “Beyinde oluşan anevrizma ve arteriovenöz malformasyonlara bağlı beyin kanaması gerçekleşir. Bu hastalıklara bağlı beyin kanamaları baş travmalarından bağımsız bir formda meydana gelir. Beyin yahut omurilikte olağandışı kan damarı kümesine arteriovenöz malformasyon (AVM) denir. Genelde AVM’ye ya da anevrizma dediğimiz baloncuğun kanamasına bağlı beyin kanaması oluşur” diye konuştu.
ANİ VE ŞİDDETLİ BAŞ AĞRISIYLA KENDİNİ GÖSTEREBİLİR
Bu rahatsızlığın, sokakta yürürken, ıkınırken, yemek yerken, gerilimli bir periyotta ya da dinlenme anında ani ve şiddetli baş ağrısıyla kendini gösterebileceğini söz eden Prof. Dr. Şekerci, “Şiddetli ve ani baş ağrısına, bulantı, kusma, bazen şuur kaybı eşlik edebilir. Bu cins kanamaların yüzde 50’ye yakını hayati tehlikenin eşlik ettiği, hemipleji, hemiparezi dediğimiz bedenin bir tarafını tutan kalıcı yahut süreksiz güç kaybı ile sonuçlanabilir. Bu nedenle anevrizma yahut AVM’ye bağlı oluşan kanalamalar vakit kaybedilmeden tedavi edilmeli. Lakin her baş ağrısı beyin kanamasının belirtisi değildir. Bunun kronik baş ağrılarından ayrımının yapılması gereksiz tetkik ve tedavi uygulanmaması açısından gereklidir. AVM yahut anevrizmaya bağlı beyin kanamalarında ani şiddetli ve dayanılmaz baş ağrısına bulantı, kusma, ense sertliği eşlik edebilir. Bu cins şikayetleriniz varsa vakit kaybetmeden kesinlikle bir sıhhat kurumuna başvurulmalı” ihtarında bulundu.
“TANSİYON VAR OLAN ANEVRİZMANIN KANAMA RİSKİNİ ARTIRIYOR”
Beyin damarlarındaki bozukluğun çoklukla doğuştan olduğuna işaret eden Prof. Dr. Şekerci, şöyle devam etti:
“Doğuştan bozukluğu bulunan bu beyin damarları vakit içerisinde yüksek tansiyon yahut damar duvarının zayıflamasıyla birlikte beklenmedik bir anda patlıyor. Bazen beyin zarının altına bazen de beynin içine hakikat bir kanama görülüyor. Anevrizmaya bağlı kanamalara hayati tehlikenin yanı sıra, konuşma sorunlarından, süreksiz yahut kalıcı felce kadar geniş bir tablo eşlik etmektedir. Ne yazık ki bu türlü bir durumda hastaların yüzde 30 ila 40’ı hastaneye ulaşamıyor, ulaşsa da aylarca ağır bakımda kalıyor ve hiçbir vakit olağana dönemiyor. Lakin bir kısmı da kanamadan sonra baş ağrısı ve ense sertliği şikayetiyle başvuruyor. Var olan anevrizmayı arttıran nedenler yüksek tansiyon, diyabet ve yaşla birlikte artan damar sertliğidir. Bayanlarda da erkeklerde de görülme oranı aşağı üst birebirdir. Ortalama 40 ila 60 yaş ortasında görülür. Ama az de olsa çocuklarda da bu tip beyin kanamalarıyla karşılaşabiliyoruz.”
“ANA TEDAVİ METODU CERRAHİDİR”
Tedaviye başlamadan evvel beyin anjiyosu yapılması gerektiğini belirten Prof. Dr. Şekerci “Kanayan yeri bulduğumuzda, büyük oranda cerrahi müdahale uyguluyoruz. Cerrahi müdahalede anevrizma klipleriyle ya da AVM dediğimiz damar yumağıysa mikro cerrahiyle tekrardan kanamasını engelliyoruz. Ameliyat başarılı olduğunda hastalar olağana yakın yaşantılarına yaklaşık 10 günde dönebiliyorlar. Toplumda görülme sıklığı aşağı üst yüz binde bir yahut 2 olarak gösterilse de bu oran 10’lara kadar çıkabilir. 100 bin kişilik bir kasaba düşünürseniz bunların içerisinden 10 bireyde anevrizma yahut AVM var üzere düşünülebilir. Otopsi çalışmaları bu oranın daha yüksek olduğunu gösteriyor. Şayet vaktinde müdahale edilirse makus huylu bir hastalık olmaktan çıkar ve tedavi başarısı epey yüksektir. Bu cins hastalıklarda büyük oranda cerrahi tedavi tercih edilmektedir. Lakin ameliyatı kaldıramayacak kadar ileri yaşta olanlar yahut ameliyata uygun olmayan damar yapısı bulunan hastalar, kanayan bölgenin endovasküler teşebbüsle tamir edilmesi yoluna başvurulabilir” biçiminde konuştu.
“EZBERE AĞRI KESİCİ KULLANILMAMALI”
Öte yandan Prof. Dr. Şekerci, ağrı kesicilerin bilinçsiz kullanımına ait ise şu ikazlarda bulundu:
“Baş ağrısının nedeninin kesinlikle bulunması lazım. Gerilim baş ağrısı mı, tansiyon baş ağrısı mı, atipik baş ağrısı mı bunların hepsinin en azından bir nöroloji tabibine başvurularak belirlenmesi lazım. Başı ağrıyan bir kişinin kendi kendi kararıyla nedenini bilmeden ağrı kesici kullanmaması gerekir. Bütün ağrı kesicilerin kısa ve uzun vadede çok önemli yan tesirleri vardır. Bu ağrı kesicilerin uzun vadede mideye, böbreğe, kemik iliğine ve alerjik olarak önemli yan tesirleri gösterilmiştir. Bu nedenle bu kadar kuvvetli ilaçların tabip tavsiyesi olmadan hiçbir formda kullanılmaması gerekiyor.”
Cumhuriyet
