DenizBank ve Türkiye Film ve Audiovisuel Kültür Vakfı (TÜRSAK) iş birliğinde hayata geçirilen 4. DenizBank Birinci Senaryo Birinci Sinema Müsabakası kapsamında gerçekleştirilen “Senaryo Sohbetleri” dün akşam keyifli bir kısma daha sahne oldu. Direktör Bora Talat Oyacı’nın moderatörlüğünü yaptığı programın yirmi 2. kısmının konuğu “Senarist Gözüyle Senaryo” başlığı ile Meriç Acemi’ydi.

Meriç Acemi programın moderatörlüğünü yapan Bora Talat Oyacı’nın senaryo ve oyuncu bağlantısına dair sorularının yanı sıra takipçilerin program esnasında çevre medyadan ve YouTube üzerinden sordukları soruları da cevapladı. Başkaca TÜRSAK Vakfı Instagram hesabından yapılan çekilişle programa Fransa’dan canlı olarak bağlanan Hilal Dural isimli bir izleyici de Meriç Acemi’ye sorusunu direkt yöneltme bahtı buldu.

Meriç Acemi ismini birçok kişi aslında yakında tanıyor… Evlatlar Duymasın serisinin birinci dönemlerinde sekreter Yasemin karakterine hayat vermişti. Ama oyunculuk macerası mahalline, senaristliğe adım adan Meriç Acemi, ekranlardan da uzaklaştı. Ama oluşturduğu birçok seri girişimi ile yeteneğini bu meydanda gösterdi. Aşk Ekmek Hayaller, Mihrap Mekanında, Kiralık Aşk ve Ufak Tefek Cinayetler , Aşk 101 üzere serilerin senaryosunu Meriç Acemi yazdı.

“Emret Komutanım’dan Sonra ‘Benim Asıl Mesleğim Bu’ Dedim”

Programın klasik açılış sorusu olan “Hikayen nasıl başladı?” sorusuna karşılık veren Meriç Acemi, hayatında uzun vadeli kararlar vermediği için senarist olmaya da üniversite yıllarından sonra karar verdiğini söyledi. “Yazarlık işine üniversite yıllarında başladım. Daha sonra reklam müellifliği da yaptım ve yazma konusunda kendimi daha da geliştirdim. Sorumluluğunu aldığım birinci işim ise Emret Kumandanım idi. Kurgusuna girdiğim, bütçesine hâkim olduğum, temel kararlar verebildiğim bir işti.” diyen Acemi, Emret Komutanım’dan sonra ise kendisine “Benim asıl mesleğim bu” dediğini tabir etti.

“Biz Senaristlerin Bilinmek Tanınmak Üzere Bir Derdi Yok”

Evlatlar Duymasın serisinde uzun mühlet taraf aldığı rol ve set ortamında geçirdiği vakit hakkında da malumat veren Meriç Acemi, seride oyuncu olarak konum almanın ilerleyen yıllarda yapacağı senaristliğine nasıl ek sağladığını şu cümlelerle tabir etti: “Set ortamında birebir nokta almak senaryolarımı oluştururken setle ve oyuncuyla da empati kurarak yazmamı sağladı. Sette uzun periyodik çalışma saatlerini de düşünerek oyuncuların ve teknik ekibin en az biçimde olumsuz etkileneceği bir senaryo yazmam ve bunu düşünmem beni merhametli biri yaptı”.

Programın moderatörü Bora Talat Oyacı’nın sorduğu “Senaristlerin Türkiye’de tanınmadığını düşünüyor musun?” sorusuna da “Biz senaristlerin bilinmek ve sokaktaki insan tarafından tanınmak üzere bir derdimiz yok. Tatmini ve duygusal cephesi çok yüksek bir iş yapıyoruz. Bilinirlik her devir da çok olumlu bir şey değil. Hepimiz ismine o yükü de oyuncular taşıyor ve taşıdıkları gerçekten büyük bir yük. Ancak senaristin de bir direktör kadar aktifliği olduğunun bilinmesi lazım“ karşılığını verdi.

“Benim İçin Her Şey Hikâyedir”

Meriç Acemi programın ilerleyen dakikalarında senaristlerin çalışma prensipleri ve prosedürleri hakkında da değerli malumatlar paylaştı. “Yazmak bizim için bir hayat şekli” diyen Acemi, bir senaristin gördüğü her şeyi cebine attığını ve birçok kişinin ilgilenmediği küçücük şeyleri ve kişileri çok merak ederek onları ceplerine biriktirdiğini tabir eden Acemi kelamlarına şöyle devam etti: “Biz senaristler merak ettiğimiz ve üstüne baş yorduğumuz işleri yazarız. Hayat malumatımızı mesleğimiz için kullanıyoruz. Benim için her şey hikâyedir”.

“Senaryo yazımının hiçbir aşamasında zorlanmıyorum”

Programda kendisine yöneltilen “Bir senarist senaryo yazarken en çok nerede zorlanır? Diyaloglarda mı, karakter yaratırken mi, yoksa hikâye seçerken mi?” sorusunu cevaplayan Meriç Acemi, senaryo yazımının hiçbir aşamasında zorlanmadığını, ama hikayeleri uzun müddetlerde ve dönemlerde anlatmanın bir senarist için çok güç ve yorucu olduğunu belirtti. Anlatılan hikâyenin devirle kalitesinin düştüğünü söyleyen Acemi “Ben kendim dahi 140 dakikalık bir kısmı 3 seri boyunca izlemem” karşılığını verdi.

“Senaryo Yazmaya Başlamadan Evvel Karakterimi Düşünürüm”

Senarist olarak yazdığı karakterleri nasıl oluşturduğunu ve onlarla olan alakasını de senarist gözüyle anlatma fırsatı bulan Meriç Acemi şu açıklamalarda bulundu: “Bir girişime yazmaya başlamadan öncelikle karakteri düşünürüm. Kıymetli olan birinci şey vukuatın kimin başına geleceğini düşünerek yazmaktır zira. Benim yazmış olduğum karakterlere bakış açım ise çok şahsi. Karakterlerime karşı çok büyük bir sevgi besliyorum ve karakterlerimi yazdıktan sonra direktör ve oyuncu da ona sahip çıkınca çok keyifli oluyorum. Senaryo ve bir karakteri yazıp kısımlar ilerledikçe onun geliştiğini görmek çok enteresan ve sefalı bir yolculuk”.

Televizyon Gazetesi