Öğretmenlerin “iyi olma hali”, çocukların okula ahengiyle yakından ilgili. Öğretmenler, çocukların uzaktan eğitim sürecindeki kayıplarının kendilerini zorladığını söylüyor. Resmi ve özel öğretim kurumlarındaki “öğrenme kaybı”na dair araştırmalar bulunmasa da erişimin en çok etkilendiği devlet kurumlarında öğrenme kaybının da daha kuvvetli olması bekleniyor.
Eğitim Islahatı Teşebbüsü (ERG) her yıl belgeler halinde yayımladığı Eğitim İzleme Raporları’nın dördüncü evrakı olan “Öğretmenler” yayımlandı. Belgede salgın tesirinde geçen son bir yılda öğretmen siyasetleri, öğretmenin iyi olma hali, öğretmenin güçlenmesi, özerkliği ve meslektaşlar ortası işbirliği bedellendiriliyor. Rapordaki kimi datalar şöyle:
ÖĞRETMEN GEREKSİNİMİ
-2020 yılında 40 bin 925 öğretmenin birinci atamaları gerçekleştirildi. 2021 yılının Mart ayında atanan öğretmen sayısı ise 19 bin 999. Eylül 2021’de yapılan açıklamaya nazaran 15 bin ek atama daha yapılacak. Ek atama sürecinin tamamlanması ve atamaların gerçekleşmesi Ocak 2022’de olacak. Ek atama da dahil edildiğinde erişilen yaklaşık 35 bin öğretmen atamasının son 15 yılın ortalamasının altında kaldığı görülüyor.
-Sistemdeki fiyatlı öğretmen sayısının azaltılması olumlu istikamette bir efor olsa da tüm öğretmenlerin eşit statüye sahip olması için fiyatlı öğretmenliğe duyulan gereksinimin büsbütün ortadan kaldırılması gerekiyor.
-2021 yılında Öğretmenlik Alan Bilgisi Testi’ne (ÖABT) giren ve imtihanı geçerli sayılan kişi sayısı 307 bin 773. Bir yılda ortalama 42 bin öğretmenin birinci ataması yapıldığı göz önüne alındığında müracaat sayısının bir yılda atananların yedi katı olduğu ortaya çıkıyor.
-Türkiye’deki öğretmen sayısında resmi eğitim kurumlarında yüzde 0.8 artış, özel kurumlarda ise yüzde 7.2 düşüş oldu. Bilgiler, özel okullarda bilhassa okulöncesi kademesinde ağır bir işten çıkarma yaşandığına işaret ediyor.
HER TENEFFÜS ARBEDE
“Öğrencilerimizi desteklemek için çok koşturduk, çok yıprandık. Lakin kendimiz ruhsal takviye alamadık. Hepimiz salgın sürecinde ve çocuklar yüz yüze eğitime geldiğinde ‘Onlara nasıl dayanak olabiliriz’ dedik, pekala biz öğretmenler?” Sınıf öğretmeni
“Üç hafta okul kurallarını anlattım. Çocukların toplumsal ilgileri zayıflamış, birbirleriyle irtibatı unutmuşlar. Her teneffüste bir gerginlik, hengame çıkıyor. Bu zorluyor bizi.” Sınıf öğretmeni
“2021-22 eğitim yılında birinci sınıfları okutmaya başladım. Çocuklar okula döndüklerinde ne kadar çok yalnız kalmışlar bunu gördük. Oyundan uzaklar, memnun değiller. Salgında iyi olmaları için her istedikleri yapılmış çoğunlukla. ‘Hayır’ı görünce, duyunca sinirleniyorlar. Okul öncesi eğitim almadan gelen öğrencim olurdu lakin salgın yüzünden okul öncesi eğitim alıp gelen öğrenci sıfırlandı. Hazır bulunuşlukları daha berbat durumda. Sıkılıyorlar.” Sınıf öğretmeni
“Öğrencilerim salgın başladığında 1. sınıftı. Davranışsal olarak tam gelişemeden 3. sınıf oldular. Sınıfımda farklı akademik düzeylerde öğrenciler oluştu. Bu kayıpları gidermek için ağır gayret harcıyorum. En çok velilerin dayanağına gereksinimim var. Okul müdürü de bizlere soruyor öğrenme kayıplarıyla ilgili ne yapmayı planlıyorsunuz diye. Sistemsel olarak bize sunulmuş bir teklif yok.” Sınıf öğretmeni.
FİYATLI ÖĞRETMENİN KELAM HAKKI YOK
Türkçe öğretmenliği kısmından mezun olur olmaz fiyatlı öğretmenliğe başlayan N., fiyatlı öğretmenlerin yaşadığı sıkıntıları, fiyatlı öğretmenliğin öğrencilere tesirini şöyle anlatıyor:
“Öğretmenler ortasındaki takım farkları büyük bir yara. Fiyatlı öğretmenler ders saati başına çok az fiyat alıyor. Resmi tatillerde ve yarıyıl tatillerinde fiyat alamıyorsunuz. Bir fiyatlı öğretmen olarak haftada 30 saat derse girseniz bile aldığınız maaş minimum fiyatı bulmuyor. Utanç verici bir durum. Birçok haktan yoksunuz. Mesleğin saygınlığını, itibarını nasıl etkilediğini söylemiyorum bile. Öğretmenler odasında fiyatlı öğretmenlere yönelik bir ayrım hiç yaşamadım. Lakin yönetim de sizi süreksiz görüyor. Zümrede kelamımız geçmiyor. Zümre lideri seçilecek kelam hakkımız yok, adaylığımız kelam konusu değil. Sene sonunda gelecek yıl planlamalarında kelam hakkı da düşmüyor. Halbuki biz de emek veriyoruz; öğrenciyi, veliyi tanıyoruz. Müşahedelerimiz, fikirlerimiz var. Onur kırıcı. ”
Cumhuriyet
