Esen, kısa müddette yapılan toplu alımların, meslek mensuplarında kıdemsizlik meselesine yol açtığını vurguladı. Esen, “Toplu hâkim/savcı alımları ve yargıda kıdemsizlik sorunu” başlığıyla hazırladığı çalışmasının sonuçlarını Cumhuriyet ile paylaştı.

Türkiye’de yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığının şimdi sağlanamadığını belirten Esen, yargıyı, yasama ve yürütmenin süreçlerinin hukuka uygunluğunu denetleyebilecek ve gerektiğinde onları frenleyebilecek hale getirebilmek gerektiğine işaret etti.

ALIM, GEREKSİNİMİN ÜZERİNDE

2016-2019 yıllarını kapsayan devirde toplam 10 bin 600 hâkim/savcı adayının mesleğe kabul edildiğini kaydeden Esen, “Bu sayı, 2019 sonu prestijiyle misyonlu toplam 20 bin 629 hâkim/savcı sayısının yarısından fazladır. 2019 sonu prestijiyle iki görevliden birinin bu yıllar ortasında atamasının yapıldığı, hasebiyle meslekteki kıdemlerinin 4 yılın altında kaldığı anlaşılmakta” tabirlerini kullandı.

Süratli ve ağır işçi alımlarında 15 Temmuz darbe teşebbüsü nedeniyle 3 bin 932 hâkim/savcının misyonuna son verilmesinin tesirli olduğunu kaydeden Esen, “Toplu alımların yalnızca vazifelerine son verilenlerden doğan işçi açığının kapatılması yahut yeni faaliyete geçirilmiş mahkemelerdeki işçi muhtaçlığını karşılamaya ait olmadığı görülmekte. Çünkü işçi gereksiniminin üzerinde alımlar yapılmıştır” dedi.

Esen, şunları kaydetti: “Yapılacak toplu alımların meslek mensupları ortasında olması gereken kıdem farkını ortadan kaldıracağı, birebir kıdemde olan işçinin görevlendirilmelerinde zahmetlerle karşılaşılacağı, bu suretle çalışma barışının olumsuz etkileneceği göz arkası edilmemeli. Yapılacak imtihanlarla hukuk fakültelerinin en iyi mezunlarının mesleğe kazandırılması sağlanmalı. Hâkim/ savcı yardımcılığı kurulması ve hizmet içi eğitime yük verilmesi gerekmekte.”

Cumhuriyet