İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi için Sayıştay’ın 2020 yılı kontrol raporu açıklandı.

Raporda 20 farklı olumsuzluk yer aldı.

Sayıştay uzmanları, mali süreçlerden objektif kriterlere alışılmamış atamalara kadar onlarca olumsuzluk ve usulsüzlük tespit etti.

Pekala bu durum karşısında Üniversite, denetçilerin gönderdiği 40 bilgi ve doküman isteme yazısına hesap verme sorumluluğu olduğu halde karşılık verdi mi?

Şu ana kadar hayır…

Karşılık vermemesi elbette bizleri şaşırtmadı.

Bildiğiniz üzere Üniversitenin rektörü de tanıdık bir isim.

AKP eski Genel Lider Yardımcısı Nükhet Hotar…

Kamuoyunda kendisine büyük bir reaksiyon mevcut.

Tenkitlerde AKP’de 4 periyot Milletvekilliği, 14 yıl Genel Lider Yardımcılığı yapan Rektör Hotar’ın gayesinin bilime katkı sunmaktan çok bir siyasi partinin Üniversite temsilciliği misyonunu yürütmek olduğu tezleri had sahfaya ulaşmış durumda.

Sayıştay Üniversiteden gerekli yanıt gelmeyince eksik bilgi ve evraklara dayanarak bir rapor hazırladı.

Raporda farklı detaylar mevcut.

Mesela banka hesapları ortasındaki uyumsuzluk en dikkat alımlı kısmı.

Kurumun 3 bankada Strateji Geliştirme Daire Başkanlığı ismine açılmış 345 adet hesabına ilişkin banka hareketlerinin talep edilmesine karşın Sayıştay denetçilerine ibraz etmemesi ise öteki bir detay.

Bakın raporda diyor ki: “Banka Hesabının alacak toplamı ile verilen Çekler ve Gönderme Buyrukları Hesabının borç toplamının birbirine eşit olmaması hasebiyle, kurum mali tablolarında 2 milyar 897 milyon 883 bin 935 TL’lik kusura neden olunmuştur”

Mesela Sayıştay uzmanları Üniversite döner sermaye işletmesinin 4 milyon 415 bin lira açık verdiğini belirtmişler.

Ödenmemiş borçların ölçüsü ise 277 milyon 251 bin 500,50 TL…

Ayrıyeten rapora nazaran Araştırma ve Uygulama Hastanelerinin gelirlerinin masraflarını karşılayamadığı ve mali yapılarının bozulduğu açıkça belirtilmiş.

Öteki yandan atamalar konusunda meşakkat büyük.

11 adet “Şube Müdürü” takımında misyon yapan şube müdürlerinin imtihanla atanmadığı da tespit edilmiş.

Atamalarda “sınıflandırma, meslek ve liyakat” unsurlarına uyulmadığı net bir lisanla söz edilmiş.

Bu da yetmezmiş üzere Üniversitenin mülkiyetindeki taşınmazlarda bulunan çay ocağı, büfe, kafeterya, kantin, ATM, otopark, spor kompleksi üzere kiralanabilir ünitelerini pazarlık yordamı ile kiraya verildiği, bu uygulamanın kanunlara alışılmamış olduğu belirtilmiş.

Yazmakla bitmiyor bilim yuvası olarak milletlerarası alanda Türkiye’yi gururla temsil etme potansiyeli olan 9 Eylül Üniversitesi’nin uğradığı haksızlıklar…

Bu türlü esaslı bir üniversitenin bu kadar berbat yönetilmesini görmezden gelmek mümkün değil!

Vatandaş olarak üzülmemek mümkün mü?

Hele hele bilim yuvalarımızın bu türlü yönetici ve idare anlayışı ile yönetilmesi bir kat daha üzüyor bizleri.

Yazık çok yazık!

Cumhuriyet