İstanbul Üniversitesi (İÜ) Mühendislik Fakültesi’ndeki misyonundan 29 Ekim 2016 günü OHAL KHK’sı ile ihraç edilen Yrd. Doç. Dr. Savaş Karabulut, kuru fasulye ve nohut satarak geçimini sağlıyordu. Yanından ayrılmayan köpeği Alberta ile eser siparişini kendisi teslim ediyordu.
Vazifesine iade edildiği haberini 29 Ekim’de alan Karabulut, toplumun ilerici, sosyalist aydınlarının daima bedel ödediğini lisana getirerek yeniden tıpkı tarih olan 29 Ekim’de 5 yıl evvel ihraç edildiğini söyledi. Bu süreçte baklagil sattığını, personel sıhhati ve iş güvenliği yaptığını lisana getiren Karabulut, “ İhracımın en büyük artısı dayanışma, çaba, sınıf şuurunun kazanılmasındaki kazanımlarım oldu. İşçi halkın vergileriyle okumuş, emekçi sınıfının birer öncüsü olmuş anne ve babamın yetiştirdiği o özgürlükçü ruhun ömrüme kattığı tüm zengiliklerimle de çaba etmeye devam edeceğim” dedi.
‘DAVA AÇACAĞIM’
“Kimse benim iade edildiğim için sevinmemi beklemesin” diyen Karabulut, “Barış Akademisyenleri olarak toplumda bilinen ve birebir üniversitede birlikte ‘iş garantisi, demokratik üniversite’ gayreti verip, ‘tarikatların, cemaatlerin’ üniversitelerde kadrolaşmasını engelleyen yoldaşlarım iade edilmeden asla lakin asla içim huzur ile dolmayacak. Şunu da bilsinler; hangi üniversiteye gönderirlerse göndersinler, kaldığım yerden gayrete devam edeceğim. Biliyorsunuz artık de Anayasa’nın 10. hususu (eşitlik ilkesi) çiğneniyor. Bizi 683 sayılı KHK ile ‘İstanbul, Ankara, İzmir vilayetleri dışında, 2006 sonrası açılmış olan ve kendi kurumumuz dışındaki’ üniversiteleri tercih etmemiz isteniyor. Eğitim-Sen idaresiyle görüştüm ve dava açacağım. Hiçbir alt yapısı olmayan birçok üniversitede bilimsel bilgi üretmemiz bekliyorlar. Bizler, bu memleketin yurtseverleri, memleket sevdalıları o denli ‘milliyetçilik, vatanseverlik’ nutuklarıyla değil, her karış toprağına sevdalı olduğumuz için çalışırız fakat hakkımızı da söke söke alırız” dedi.
‘İNADINA BARIŞ, ADALET VE LAİK’
Karabulut konuşmasını şöyle sürdürdü: “Emekçilerin her gün daha fazla ezildiği, eşitliğin, adaletin yerlerde süründüğü ve gericiliğin laikliği alt etmek için vakit kolladığı ve barışın yerine savaşın hâkim olduğu pozisyondayız. Fakat inadına barış, adalet ve laikliği savunacak ve sınıf savaşımını vermeye devam edeceğim.”
Cumhuriyet
