Gazetemiz müellifi Konutun İlyasoğlu, Muammer Sun’u şu sözlerle anlattı: “Onun bütün yapıtları buram buram Türkiye kokar. Saygun, Ruşen Ferit Kam, Kemal İlerici ve Muzaffer Sarısözen’in öğrencileri olarak Anadolu’nun sesini çağdaş Türk müziği öğeleriyle bezemişti. Devlet konservatuvarlarında vazifeli olduğu 41 yıllık mühlet içinde, koro, solfej, armoni, kontrpuan, füg, enstrümantasyon, orkestrasyon, modal müzik ve kompozisyon dersleri vermişti. Ayrıyeten MEB Kültür Müsteşarlığı Müşaviri, TRT İdare Heyeti üyesi olarak da radyoda çoksesli müzik eğitimi programları yapmıştı. En değerli fonksiyonu kurduğu çocuk koroları ve korolar için besteleriyle Anadolu sathında kendi özüne bağlı yapıtlarla bir koro müziği ekolü oluşturmasıdır. Müzik eğitim programları, kurumları ve sanatkarlarıyla ilgili pek çok rapor ve yönetmeliğe işlerlik kazandırmıştır. Koroların yanı sıra, orkestra, bale, oda müziği, şan, sahne müziği ve çocuk oyunları için müzikler bestelemiştir. 2004’te, Ankara’da SUN Yayınevi’ni kurmuştur. Sun’un vefatıyla çoksesli çağdaş müziğimiz üçüncü jenerasyonundan bir bedelini yitirdi.”

‘HERKESİN HAYATINA GİRDİ’

Oğlu, Bestekar İlteriş Sun: “Ben babamı kaybettim. Lakin ülkemiz büyük bir hocayı kaybetti. Türkiye’nin müziğinde her yere dokunan bir insandı. Çocuk müziğinden, orkestra sıralama tekniklerinden baleye, sinema müziklerine kadar… Sadece müzisyenlerin değil, Türkiye’deki herkesin hayatına girmişti, çocuk müzikleriyle, sonra da ‘Cumhuriyet’ ve ‘Kurtuluş’ sinema müzikleriyle girmişti. Yeri cennet olsun. Türkiye, büyük bir bedelini kaybetti. Yapıtlarıyla yaşayacak.”

‘YERİ DOLMAZ’

Muammer Sun’un kurucusu olduğu Bestekarlar, Orkestra Şefleri ve Müzikologlar Birliği (BESOM) Derneği Lideri, orkestra şefi Prof. Rengim Gökmen ise gazetemize Sun hakkında şunları söyledi: “Türk müzik hayatı büyük bir ‘çınar’ı kaybetti. Bestekar, eğitimci, fikir insanı ve toplum başkanı olarak ülkesi için büyük bir uğraş vermiştir tüm ömrü boyunca. Yerini doldurmak mümkün olmayacak lakin çabasını kanılarını sürdürmeye çalışacağız. Çok üzgünüm. Anısı önünde hürmetle eğiliyorum.”

Müzikolog ve müzik müellifi Ersin Antep ise şunları söyledi: “Muammer Sun; Türkiye Cumhuriyeti’nin, çağdaş bir Cumhuriyet’in eseridir. Osmanlı devrinde, maddi durumu uygun olan ailelerin çocukları fakat yurtdışında çoksesli müzik eğitimi alırken, hatta ülkede lakin bu türlü ailelerin çocukları tahsil görebilirken; Cumhuriyet, bu azimli gencine yolları kapatmamış, Saygun üzere başkanlar kazandırmıştır. Uğraş içinde, gözaltılarıyla geçen ömrü; doğruyu, samimiyeti ve gerçeği üretmek, kültürümüze yaraşır olmak üzerine konseyidir. Bu bakımdan yapıtlarının isimleriyle dahi, topluma çok şey anlatmıştır: ‘Yurt Renkleri’, ‘Bozkırın Sesi’, ‘Kurtuluş’, ‘Cumhuriyet’, ‘Nâzım Hikmet Destanı’, ‘Sevgi her şeydir’… 2020’nin ocak ayında meskenine çağırarak ilettiği isteği, benim için vasiyetti, çünkü o denli tabir etti: Onun işaret ettiği halde ‘Çağdaş Türk Müzik Tarihi kitabını yazmak’… Umarım bu isteğini yerine getirebilirim. Parıltı içinde uyusun!”

Bestekar Onur Özmen: “Eğer ülkemiz bir bina olsaydı, Muammer Sun o binanın temelinde yer alan taşıyıcı kolonlardan birisi olurdu. En ufaklarından kocamanlarına değişik formlarda örnek eserler vermiş, hocalığı ve kişiliğiyle yol gösterici olmuş, kültür sanat kurumlarının kurulması, yaşaması ve gelişmesi için emekler harcamış ve gözlerini yumduğu son ana kadar uğraşından asla vazgeçmemiştir. Bugün mesleğimdeki pozisyonuma gelebilmemi hocaya borçluyum. Hislerimi ve hüznümü anlatmaya sözcükler kâfi olmaz. Değil onu unutmak; anısını, emeğini, eforunu yaşatmak için elimden geleni yapacağım. Düzgün ki onu tanıdım, öğrencisi oldum. Tüm ulusumuzun başı sağ olsun.”

Fazıl Say, toplumsal medya hesabından şu bildirisi yayımladı: “Bugün günlerden hüzün. Türkiye’nin müzik tarihinin en pahalı isimlerinden biri, Muammer Sun hocam bu sabah vefat etti. Kederim hakikaten çok büyük, bu kayıp bizler için büyük. Parıltılar içinde yatsın, iyi kalpli, dürüst insan, hakkaniyetli insan, kıymetli bestekar, hocamız.”

Cumhuriyet