İzmir Köy-Koop Birlik Lideri Neptün Soyer, Türkiye’de tarıma ve üreticiye verilen takviye ölçüsünün az olmasını eleştirdi. Ticaret Bakanlığı İhracat Genel Müdürlüğü ile Tarım ve Orman Bakanlığının talebi üzerine 20 yıl ortadan sonra zeytinyağının dökme olarak ihraç edilmesine getirilen yasağı anımsatan Neptün Soyer, “Hiç dayanak vermiyorlar diyemem ancak verdiklerini o denli bir geri alıyorlar ki biz neye uğradığımızı şaşırıyoruz. Ekim ayının sonuna kadar yurt dışından yağ ithalatları olacak. Sıfır gümrük vergisi ile yapacaklar bu ithalatı. Dökme zeytinyağında ihracatı durduruldu. Satış konusunda da üreticiyi zorlayan kilo sonlandırması, paketleme zaruriliği üzere koşullar var. Bu bir dayanak ise çay kaşığı ile dayanak verip kepçe ile başımıza vuruyorlar” ifadeclerini kullandı.
SUSUZLUK SORUNU
Tele1 TV’de yayınlanan “Ege Saati” programında Eda Eren’in konuğu olan İzmir Köy-Koop Birlik Lideri Neptün Soyer, tarım ve hayvancılıkta dışa bağımlılığa ait dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Son yıllarda ithal edilen büyük baş hayvanların Türkiye’de yetişen otları tüketemediğine dikkat çeken Soyer, “Gemilerle ithal inekler geldi ülkemize. Bakın bizim ot yapımız kısa, bu gelen hayvanlar kalın dudaklı, uzun ot yemeye alışık hatta lisanıyla otu kökünden alıp yiyor. Bu sefer otu yiyemedikleri için saman ithal ettiler. Sonra dediler ki bunlar soya alacak süt artacak, soya bizde yok soya ithal ettiler. Sonra bunlara slaj yapılacak “hadi mısır dikelim” dediler. Bu sayede yeraltı sularını en fazla yok eden bitkileri de çoğaltmış oldular. Susuzluk sorunu da arttı.” sözlerini kullandı.
KOOPERATİFLER
Soyeri kooperastifçiliğin değerine ait fikirlerini ise, “Toprağın temel sahibi köylüdür, devletin muhattabı da köylüdür. Evvel köylüyü muhattap alarak ekime, ilaçlamaya, tarlayı sürmeye dayanak verecekler biz sonra güçleneceğiz. Avrupa daima örnek verilir bir çok hususta, kooperatifçilik aslında orada da tıpkı lakin orada bir karar alınacağı vakit kooperatif birlikleri, üreticiler muhattap alınır.” kelamlarıyla lisana getirdi.
‘İZMİR OBRUK TEHLİKESİYLE KARŞI KARŞIYA’
“Tarım tarladan başlayan masanızdaki besine, midenize giden yiyeceğe kadar uzayan bir zincirdir. Bu halkalarda kopukluk olursa susuz kalırsınız, toprak bereketsiz olur.” diyen Neptün Soyer, tarım ve hayvancılığın gelişmesi için yapılması gerekenleri şöyle sıraladı:
Bir defa sertifikasız tohumlarla üretim yapamazsınız. Evvel ülkenin, tarım ve hayvancılık yapılacak topraklarını, kendini tanıması lazım. Kanada’yı örnek alıp oradaki ineklerden alıp çok süt üretmek isterseniz Konya’daki üzere obruklarla karşılaşırsınız. İzmir de bu hususta en çok süt üreten ikinci vilayet olmasıyla obruk tehlikesi ile karşı karşıya. Israrla besi hayvancılığı demeye başladığınızda işte o vakit susuzlukla baş etmek zorunda kalıyoruz. Su kolay yerine gelmiyor. Küçükbaş hayvancılığa yoğunlaşmamız gerekiyor. Küçübaş hayvanlar yalnızca kesip etini yiyeceğiniz bir hayvan değil. Bir koyunun gübresinden faydalanırsınız, sütünden; peynir, yoğurt, yağ kaymak yaparsınız. Daha da kıymetlisi ayağınızın altına döşek, sırtınıza kepenek olur.
Cumhuriyet
