Aileler için çocuklarının okul hayatına adım atacağı birinci devir hayati ehemmiyet taşıyor. Prof. Dr. Mehmet Kerem Doksat, toplumun en küçük toplumsal ünitesi olan ailelerin ilkokul devriyle birlikte yeni özdeşim ve benimseme objeleri olan öğretmenleriyle tanışıp, kaynaşmaları sürecinde çocukları ve aileleri bekleyen kimi tehlikelere dikkat çekti.

İLKOKUL ÖĞRETMENİ VE ÇOCUK ORTASINDAKİ BAĞ KIYMETLİ

Çocuğun okuldan soğumasının önüne geçebilecek en değerli faktörün ilkokul öğretmeninin bağlantı ve tavrı olduğunu tabir eden Doksat, “İlkokul öğretmeninin çocuğun ve ailenin beklentilerinin ötesinde sert olması ve çocuğun öğretmenini sevmemesi durumu, okuldan soğuma, akademik maharetlerin lâyıkıyla kazanılmaması üzere potansiyel tehlikelere hamiledir. O nedenle ilkokul öğretmeni ve çocuk ortasındaki bağın kuvvetli olmasına ihtimam gösterilmesi gerekmektedir” diye konuştu.

“DİKKAT EKSİKLİĞİNE KARŞI GEREKEN TEDBİRLER ERKENDEN ALINMALI”

Dikkat eksikliğinin önemsenmemesinin ilerleyen devirde daha önemli sıkıntılara da yol açabileceğini söyleyen Doksat, “Dikkat eksikliği, hiperaktivite bozukluğu olan çocukların profesyonel yardım alma süreçleri geciktiği takdirde, tedavisiz kalan bu çocuklarda dürtüsellik sebebiyle kolay tahrike gelme ve arkadaşları tarafından kolay kışkırtılma durumu ortaya çıkar. Bu durumda, akran hengameleri ve birbirini yaralama, ittirme üzere tehlikelerle karşı karşıya gelmek mümkün olabilir. O nedenle dürtüsel, çabuk sonlanan ve saldırganlaşabilen çocukların kesinlikle erken devirde tedavi edilmeleri gerekmektedir” tabirlerini kullandı.

“AKRAN ZORBALIĞINA KARŞI ÖĞRETMENLER HASSAS OLMALI”

Akran zorbalığının beraberinde getirdiği çeşitli kümeleşme ve mümkün fizikî ataklara rağmen öğretmenlerin hassas olması gerektiğini tabir eden Doksat şu sözleri kullandı:

“Gruplaşma, çeteleşme, akran zorbalığı bir başka tehlike kümesi olarak karşımızda durmaktadır. Belirli bir kümeye ilişkin olarak kabul edilmeyen çocukların ötekileştirilerek, tehdit edilmesi, aşağılanması, fizikî taarruza maruz bırakılması üzere durumlar yaşanabilmektedir. Bu bahiste öğretmenlerimizin çok hassas olması ve bu üzere davranışlara göz yummaması, bu türlü davranan öğrencileri profesyonel takviye almaya yönlendirmeleri büyük ehemmiyet arz etmektedir. Bu doğrultuda alınacak olan önlemlerin, bireylerin topluma yabancılaşmasını önlemek üzerinden, kültürel yozlaşma ve dejenerasyonu da azaltıcı tesiri olacaktır.”

“SİGARA VE UYUŞTURUCUYLA UĞRAŞ İLKOKUL SIRALARINDA BAŞLAMALI”

“Sigara ve uyuşturucuyla gayrete kesinlikle ilkokul sıralarında başlamak gerekir” diyen Doksat, “Günümüzde uyuşturucu (esrar, çakmak gazı, bali vb.) kullanma yaşı 13 yaşına kadar düşmüş olup, okul çıkışlarında etrafta olması mümkün olan tedarikçiklere karşı, idarecilerin son derece önlemli olmaları gerekmektedir” dedi.

EKRAN BAĞIMLILIĞINA DİKKAT

Günümüzde ekran bağımlılığının değerli bir tehlike faktörü olduğunu tabir eden Doksat, “Okullarımızda eğitim bilgisayar teknolojisi aracılığıyla yürütülmeye başlandığı için, öğrenciler günün büyük bir kısmında bilgisayarla iç içe yaşamaktadır. Bu durum ise çocuklarda bilgisayar bağımlılığının gelişmesi açısından potansiyel bir tehlike yaratmaktadır. O nedenle çocukların ders hedefi dışındaki bilgisayar kullanımına ve bilgisayar oyunlarına ailelerin hudut koyması çok önemlidir” diye konuştu.

SORUN ÇÖZMEDE OKULUN DEĞERİ

“Doğru sorun çözme stratejilerinin öğrenilmesinde aileden sonra ikinci sırada okul yer almaktadır” diyen Doksat kelamlarını şöyle sürdürdü:

“Gerek çizilen uygun disiplin çerçevesinin gerekse de yanlışsız ahenk maharetlerinin bu yaşlardaki çocuklara öğretilmesi, başa çıkma teknikleri ortasında saldırganlık formülünün kullanılmasını mahzurlar. Aksi takdirde, sorun çözmek ismine giderek saldırganlaşan ve şiddete meyilli olan bir jenerasyon ile karşı karşıya kalma riskimiz kelam mevzusudur.”

Prof. Dr. Doksat çocukların ‘küçük erişkin’ler olmadığının altını çizerek, “Her birinin kişiliği farklıdır. Onları sevelim, kollayalım ve her türlü olumsuz ortamdan uzak tutalım. Ek olarak ulusal ve mânevi kıymetlerimizi korumak açısından da onlara gerekli telkinlerde bulunmak son derece kıymet taşımaktadır” dedi.

Cumhuriyet