Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı, Halk Sıhhati Anabilim Kısmı Lideri ve Sıhhat Bakanlığı Toplum Bilimleri Heyeti üyesi Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, Çin’de koronavirüs salgınına karşı SinoVac firması tarafından üretilen ‘CoronaVac’ isimli Covid-19 aşısının 3 milyon dozluk birinci partisine ait açıklama yaptı.
MUTEBER OLUP OLMADIĞINA BAKILACAK
Prof. Dr. İlhan, aşıların Halk Sıhhati Genel Müdürlüğü ve Türkiye İlaç ve Tıbbi Aygıt Kurumu (TİTCK) tarafından değerlendirilmesinin yapılacağını belirterek, “Bu kıymetlendirme laboratuvarda yapılacak. Bu tüm aşılar için geçerli. Yalnızca Çin aşısı değil, Alman-Amerikan aşısı da olsa, yerli aşı da olsa laboratuvarda kıymetlendirme yapılıyor. Bu kıymetlendirme sürecinde aşının bize gönderileceği tabir edilen ile tıpkı olup olmadığına bakılacak, emniyetli olup olmadığına bakılacak” dedi.
‘AŞILAR BARKODLANDIRILACAK’
Prof. Dr. İlhan, aşıların barkodlandırılacağını da belirterek, “Aşıların bu müddet içinde barkodlandırılması kelam konusu olacak ki nereye gittiği ve kime, hangi aşının yapıldığının takibi yapılsın. Hangi aşı nereye gitti, Ankara’ya mi gitti, İzmir’e mi gitti onların da kodlaması yapılacak. Bu süreç yaklaşık 14-15 gün sürüyor. Bir sonraki hafta çarşamba-perşembe günü tamamlanmasını bekliyoruz. Biliyorsunuz faz-3 çalışması da devam ediyor. Bu müddette faz-3 çalışması da sonuçlanacaktır. Faz-3 çalışması da sonuçlandıktan sonra aktifliği yüzde 91 çıkmıştı, daha da yüksek çıkacağını varsayıyoruz. Onunla birlikte Sıhhat Bakanlığı’ndan da aşılar için onay gelirse Faz-3 çalışmasının da uygunluğu aşikâr bir seviyede çıkarsa ki biliyorsunuz Dünya Sıhhat Örgütü ‘yüzde 50 bile olsa yeterli’ diyor, aşılar uygulamaya geçilecek” dedi.
‘HER AŞININ DENEYİ YAPILACAK’
Prof. Dr. İlhan, olumsuz bir şey ile karşılaşılırsa bunun değerlendirilmesinin yapılacağını kaydederek, “Olumsuzluk nedir, olumsuzluk aşının güvenirliğini etkiliyor mu etkilemiyor mu, onun değerlendirmesi yapılacak, bu türlü olursa ona nazaran aşı üreten firma ile temasa geçilir. Aşılar farklı parti olarak geldiğinde de ya da yeni aşı firmalarının ürettiği aşılar siteme girdiğinde de bu aşıların da tıpkı sistemden geçeceğini bilmemiz gerekiyor. Gelen her aşının bizim ülkemizde deneyinin yapıldıktan sonra toplumun hizmetine sunulacağını belirtmek gerekiyor. Çin’den gelecek ikinci küme aşı da 14 günlük testten geçecektir, tekrar faz-3 çalışması yapılmayacaktır. Zira faz-3 çalışması halihazırda var” tabirlerini kullandı.
‘1 MİLYON 60 BİN KADAR SIHHAT ÇALIŞANI VAR’
Prof. Dr. İlhan, evvel sıhhat çalışanlarının aşılanacağını anımsatarak, “Bütün dünyada da misal bir uygulama kelam konusu. Sıhhat çalışanı deyince de paklık görevlisinden güvenlik görevlisine, hemşireden teknisyene, tabibe kadar geniş bir kümeden bahsediyoruz. Türkiye’de 1 milyon 60 bin kadar sıhhat çalışanımız var. Sıhhat çalışanları ortasında hamile olanlar, çocuğunu emzirenler son 6 ay içinde koronavirüs geçirmiş olanlar olabilir. Bu kümelerin dışında kalanlar evvel aşılanacak. Sonra 65 yaş üstü kronik hastalığı olan vatandaşlarımız, sonra başka 65 yaş üstü vatandaşlarımız, bunlardan sonra da birinci küme içinde yer alacak engelli, bakım konutu, huzur konutunda kalan, korunmaya muhtaç olan şahıslarımız aşılanacak. Ondan sonra da ikinci evreye geçilecek. İkinci etaba geçilince bu sefer 50-64 yaş ortası kronik hastalığı olan vatandaşlarımız, 50-64 yaş ortası başka vatandaşlarımız, yeniden toplumda hizmet kesiminde hizmetine gereksinim olan vatandaşlarımız aşılanacak” sözünü kullandı.
‘NE VAKİT AŞI OLACAKLARINI TAKİP ETMELERİ GEREKİYOR’
Sıhhat çalışanlarının olabildiğince kendi bulundukları yerde aşılanacaklarını belirten Prof. Dr. İlhan, “Örneğin üniversite hastanesinde çalışlar üniversite hastanesinde, Sıhhat Bakanlığı hastanesinde çalışanlar kendi hastanelerinde. 112 çalışanları var, aile sıhhati merkezi çalışanları ise ilçe sıhhat merkezinde aşılanacak. Sıhhat Bakanımız aşılamada günde 1,5-2 milyon kapasiteye çıkarılabileceğini açıklamıştı. Günde 1 milyon çok rahat yapabilecek seviyede Türkiye. Muhtemelen sıhhat çalışanlarının aşılanmaları çok kısa müddette tamamlanacaktır. Fakat aşının iki doz olduğunu da unutmayalım. Sıhhat çalışanları sistemde yer aldıkları için kendilerini takip etmeleri çok kolay; ancak büyüklerimiz bilhassa varsa akıllı telefonlarından yoksa Sıhhat Bakanlığı müracaat sınırlarından; ancak en doğrusu kendi aile doktorlarından sıranın kendilerine gelip gelmediğini, ne vakit aşı olacaklarını takip etmeleri gerekiyor. Aile hekimliği merkezleri ve hastanelerde kalabalık oluşmasına müsaade verilmemesi gerekiyor. Vatandaşların kendilerine ayrılan vakit diliminde ilgili sıhhat kuruluşlarına giderek aşı olmaları en hakikat yaklaşım olacaktır” dedi.
‘BÖYLE YAPILMASININ HİÇBİR MANASI YOK’
Bir aşının yapılmasının kâfi olduğunu vurgulayan Prof. Dr. İlhan, “‘Ben her iki aşıyı da olayım, hatta 3 aşı gelsin ben hepsini olayım’ diyenler var. Ancak aşıların akılcı kullanılması gerekiyor. Bir aşıya karar verdikten sonra o aşının kullanılması gerekiyor. Bir aşı yapıldıktan sonra o aşının ikinci dozunu da olduktan sonra kâfi müdafaayı sağlayacağını biliyoruz. Ben ‘A aşısını oldum’ bunun üzerine ‘iki doz da ‘B’ aşısını olayım’ demek yanlışsız bir şey değil. Bu türlü yapılmasının hiçbir manası da yok açıkçası. ‘Antikor bir sefer oluştuktan sonra o antikor tekrar artar, beni korur’ demek yanlış olacaktır” dedi.
Cumhuriyet
