Evvelki gün hayatını kaybetden ve mevti ile spor dünyasını yasa boğan özkan Sümer’in, Bordo-Mavili kulüpteki başkanlığa seçildiği süreci yaşayan kulüp üyesi ve spor müellifi Hasan Al, o günleri Cumhuriyet’e anlattı.
Son 20 yıldır, Özkan Sümer’in asistanlığını da yapan Hasan Al, Sümer’in Trabzonspor için teknik yöneticiliğini feda ettiğini tabir etti.
Hasan Al günleri şöyle özetledi:
“Trabzonspor efsanesi Özkan Sümer’e en büyük berbatlığı 99 yılı Aralık ayında yaptım. O yıllarda Trabzonspor’da başkanlık kaosu vardı. Kimse yürek edip Mehmet Ali Yılmaz’ın karşısına çıkamıyordu.
Sümer, “Ben sıkıntı kazanırım. Faruk Özak’a söyle başkanlığa aday olsun, ben lider yardımcısı olayım. 60 yaşında çok sevdiğim teknik yöneticiliği bırakmayı göze aldım. Kâfi ki Trabzonspor kurtulsun” dedi.
Özak’ ın yanıtı ise, “Ben sıramı savdım. Özkan Sümer aday olsun. Seçimi kazanırız” oldu. Şamil Ekinci ve Taylan Üner üzere isimler de kabul etmedi aday olmayı. Öbür isimler de… Aday olan Mehmet Ali Yılmaz’ın karşısına çıktığın da lokal ve ulusal basınla büyük bir akınla karşı karşıya geleceğini biliyordu.
Üstelik borcun ucu bucağı aşikâr değildi…
Bir yiğit yürek gerekliydi.
Kara kara düşünmeye başladım.
Bir yol olmalıydı. Trabzonspor kadro ve idari performans olarak uçurumun eşiğindeydi
“Özkan Sümer lider adayı” diye bir haber yaptım. Cumhuriyet’in o devir spor müdürü merhum Abdül Abi’ye(Abdülkadir Yücelman) gönderdim. Bir mühlet sonra pişman oldum. Saat tam 15’de aradım. “Haberi yayınlamayalım” dedim. Abdül Abi “geçmiş olsun baskıya girdik” dedi…
Sabah erkenden kalktım. Gazete bayiinden Cumhuriyet aldım. Spor sayfasını açtım. Bir de ne göreyim. Abdül Abi haberi manşetten verdiği üzere benim imzamı atmış…
Artık yapacak bir şey kalmamıştı. Beklemeye geçtim. Bir an telefonumu kapatmayı düşündüm. Lakin cüretimi topladım ve Sümer’den gelecek telefona karşı kendimi hazırladım.
Tabi Sümer’in hiç bir şeyden haberi yok. Bir Salı sabahı. Kuyumcular çarşısına gidiyor. Sade bir kahve söylüyor. Lakin karşıdan bir kalabalık gazeteci ordusu geliyor. Sümer’e “adaylığınız iyi olsun” diyorlar.
Evvel şaşırıyor. “Hasan Al Cumhuriyet’te yazmış” deyince, zeki adam her şeyi anlıyor.
Bir hafta sonra açıklama yapacağını belirtiyor.
Saat 11 civarında beklenen telefon geldi. Sümer, “Hasan ne yaptın…” dedi. 40 yıllık dostluğumuz da en sert çıkışını yaptı…
Akşam üstüne gerçek Sümer tekrar aradı. “Hasancığım nasılsın” deyince, bırakın aday olmayı “tamam seçimi “kazandı” dedim içimden…
Belirli ki haber sonrası gelen dayanak telefonları Trabzonspor’da hayatın akışını değiştirecekti…
Dayanak için yüzlerce insan aramıştı…
Sümer, 1 hafta sonra lider adaylığını açıkladı. Şimdilerin İstanbul Büyükşehir Belediye Lideri Ekrem İmamoğlu da 25 yaşındaki Sümer’in idaresinde yer alıp, en genç yönetici unvanını elde ediyordu.
2 haftalık çalışmayla Mehmet Ali Yılmaz hegomanyasını(!) sona erdirdi.
Tabi beklenen taarruzlar da başladı. Mafyanın tehditleri. Alacaklıların sıraya girmesi. Hacizler… Hesaplara bloke… Basında ki kalemşörlerin saldırısı.. Küme düşürme kumpasları…
Sümer hepsini bıçak üzere kesip attı.
Trabzonspor lideri olmuştu olmasına…
Ancak işin en dramatik yanı bütün yöneticiler mesleğini sürdürüp para kazanmaya devam ederken, Özkan Sümer mesleğini bırakmak zorunda kalmıştı…Birikimleriyle bir mühlet dayanan Sümer, vakit geçtikçe ekonomik olarak zorlanmaya başlamıştı.
Bunu hiç hesap etmemiştim…
Trabzonspor’u kurtarmayı başarmıştık.
Lakin Özkan Sümer’i çok sevdiği antrenörlükten ayırmış, maddi olarak zora girmesine neden olmuştum.
Bu mevzuyu 20 yılda hiç konuşmadık.
Ne varki vicdanen bir rahatsızlık duymuyor değildim.
Hastane de şuurunun açık olduğu son günleri. Mevzuyu açtım. “Hakkını helal et liderim. Tahminen de sana çok büyük kötülük yaptım” dedim. Zorlukla yanıt verdi;”Ya Hasan 20 yıl sonra mı aklın başına geldi?” dedi.
Karşılıklı gülüştük.
Ve ek etti; “Sen Trabzonspor için doğrusunu yaptın. Binlerce Özkan Sümer Trabzonspor’a feda olsun. Bilsem ki canıma kıyacağım Trabzonspor kurtulacak, gözümü kırpmadan kıyarım.”
Cumhuriyet
