Organize cürüm önderi Sedat Peker, görüntü yayınla açıkladığı savlarla “kirli bağlar ağını deşifre” ettiğini belirtirken yargıdan beklenen adım şimdi gelmedi.
Peker’in tezlerinin akabinde katledilen gazetemiz müellifi Uğur Mumcu’nun eşi Güldal Mumcu yaptığı açıklamada, “Çekin tuğlaları yıkılsın duvar, altında kim kalırsa kalsın” tabirlerini kullandı. Mumcu’nun açıklamalarının akabinde yurttaşlar toplumsal medyada “#çekintuğlaları” başlığı altında yargıya harekete geçmesi için davet yaptı.
Yurttaşların yargıdan beklentisini ve “Tuğlayı çekmek için ne bekleniyor” sorusunu İstanbul, Ankara ve İzmir Baro liderlerine sorduk. Türkiye’nin üç büyük baro lideri, “Biliyorlar ki çektikleri tuğla derin devletin, devlet içinde mafya ile ortaklaşmış siyasalların başına yıkılacak. O yüzden tuğlayı çekmemek konusunda ısrar ediyorlar” görüşünde birleşti.
Baro liderlerinin değerlendirmeleri şöyle:
‘TALİMAT BEKLİYORLAR’
İstanbul Barosu Lideri Mehmet Durakoğlu: Yaşanan bu süreç Türkiye’de yargının içinde bulunduğu durumun fotoğrafıdır. Bu tezlerin onda birini bir diğeri sergilese savcılar çabucak harekete geçip soruşturma açarlar. Lakin burada harekete geçilmesi için talimat bekleniyor. Bu türlü bir talimata gereksinim yok. Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) savcılara çok açık bir formda bu yetkiyi veriyor. Üstelik bunu bir vazife olarak veriyor. Yalnızca yetki değil. Savcıların harekete geçmesi gerekiyor. Lakin Türkiye’de yargısı kuşatılmış ve yürütmenin tesiri altında olduğu için savcıların bir süreç yapması imkânsız hale gelmiş durumda. Ayrıyeten yaşananlar bir siyasal hesaplaşma.
‘BİR SAVCININ TUĞLAYI ÇEKMESİ GEREKİYOR’
Ankara Barosu Lideri Erinç Sağkan: Öncelikle CMK 160. Husus çok açık. Cumhuriyet savcılarının hangi hallerde harekete geçebileceklerini ve resen bir soruşturma yürütebileceklerini açıklıyor. Günlerdir Sedat Peker’in açıklamalarını takip ediyoruz. Anayasasında hukuk devleti yazan bir ülke olarak beklentimiz cumhuriyet savcılarının bir inceleme başlatması, kanıtları toplayarak halkı bilgilendirmesidir. Peker’in son argümanlarıyla da gazeteci Uğur Mumcu cinayetine ait kimi datalar eklendi. Gerçeğin ortaya çıkmasını engellemek üzere kimi bâtın ögeler, gizli kalması düşünülen ögeler devlet ismi altında çok aziz bir makamın gerisine gizlenmeye çalışıyor. “Bir tuğla çekersem duvar yıkılır” anlayışına sığınıyorlar. Bir hukuk devletinde, demokratik cumhuriyette öncelikle yapılması gereken o tuğla çekilince duvar yıkılıp, gerçekler ortaya çıkacaksa bir cumhuriyet savcının çıkıp o tuğlayı çekmesi gerekir. Atatürk Cumhuriyet’i bu türlü bir hususta tuğlanın çekilmesiyle yıkılacak bir Cumhuriyet değildir. Tertemiz, vicdanlı beşerlerle o duvar kesinlikle ki yine örülecektir.
‘YURTTAŞ UMURLARINDA OLMAZDI’
İzmir Barosu Lideri Özkan Yücel: Tuğlayı çekince birinci evvel kendi başlarına yıkılacak. Tuğlayı çektikleri vakit kime ziyan vereceği onlar için çok kıymetli. Şayet yurttaşa ziyan verseydi umurlarında bile olmazdı. Biliyorlar ki çektikleri tuğla derin devletin, devlet içinde mafya ile ortaklaşmış siyasalların başına yıkılacak. O yüzden tuğlayı çekmemek konusunda ısrar ediyorlar. Bizler bahisle ilgili cürüm duyurusu yaptık. Kıymetli olan ortadaki itirafların her birinin tek tek ve didik didik edilerek incelenmesidir.
Cumhuriyet
