Dijital göz yorgunluğu riskini yahut buna bağlı şikâyetleri azaltmak için yapılması gerekenler hakkında konuşan Göz Hastalıkları Uzmanı Dr. Erkan Bulut, “Yorgunluğa sebep olabilecek sistemlerin belirlenerek ortadan kaldırılmalı. Burada alınabilecek tedbirler çevresel faktörlerin değiştirilmesi ve okuyucunun göz bakımı ile alacağı tedbirler olarak gruplandırılabilir. Çevresel faktörlerden birinci düzenlenmesi geren faktör ışıklandırmadır. Parlak ışıklar, ekrandan göze direkt yansıyan güneş ışığı ve zirve floresan lambaları çoğunlukla kamaşmaya yol açarak gözlerde rahatsızlık yapar. Çok parlak ya da karanlık olan bir odada dijital ekran kullanan bireylerde göz yorgunluğuna daha sık rastlandığı, yeniden daha koyu ekran rengi kullanan şahıslarda gözlerde kuruma şikâyetinin daha fazla saptandığı çalışmalar ile ortaya konmuştur. Ekran parlaklığı ortam aydınlatması ile benzeri olmalı ve kontrast ise mümkün olduğunca arttırılarak çıkabilecek göz yorgunluğu ve rahatsızlık kahırları en aza indirilmeye çalışılmalıdır” diye konuştu.
“GÖRME SENDROMU RİSKİNİZİ AZALTMAK İÇİN EKRAN MOLALARI VERİN”
Dijital ekranların gözlerden yaklaşık olarak 90 cm uzaklıkta olmasının ve ekranın orta noktasının göz düzeyinin yaklaşık 15 cm altında konumlandırılmasının değerli olduğunu söz eden Bulut, “Gözlere çok yakın bilgisayar, tablet yahut cep telefonu kullanımı, artmış bir akomodasyon gereksinimine yol açarak siliyer kasların fazla çalışmasına sebep olmakta, bu durum da gözlerde yorulma, şakak ve baş ağrısı üzere semptomların ortaya çıkmasına yol açmaktadır. Dijital ekran kullanımına bağlı görme sendromu riskinizi azaltmak için ekran molaları verin (her saat başı en az 10 dakikalık bir mola). Ayrıyeten bu molalar sırasında, ayağa kalkmak, hareket etmek fizikî hareketler yapmak bedeninizde oluşan gerginliği ve kas yorgunluğunu azaltacağını unutmayın. Dijital ekran üzerindeki kir ve tozun kamaşmayı arttıran faktörler olduğu unutulmamalı, her türlü dijital ekran ve kullanılan gözlük camlarının pak tutulmasının değeri akılda tutulmalıdır” dedi.
Olağanda dakikada 12 -16 sefer göz kırpan bireyin, ekran karşısında 6-8 defa ortasında göz kırpacağını söyleyen Dr. Bulur, “Sonuç olarak dijital ekranların kullanımı göz kırpma sıklığını ve görme kalitesini de bozar. Ekran filtrelerinin kullanımı hem göz kırpma sayısındaki azalmayı maniler hem de yansıma ve kamaşmayı azaltır Azalmış göz kırpma sıklığına bağlı gelişebilecek olan göz kuruluğu ekran filtrelerine ek olarak nemlendirici göz damlalarının kullanımı da önerilir” diye konuştu.
“HAVALANDIRILAN ORTAMLARDA GÖZ KURULUĞU ARTAR”
Her yıl nizamlı göz muayenesi olmaya ihtimam gösterilmeli diyen Dr. Bulut, “Çalışanların gözlük numarasının denetiminin yanlışsız yapılması, bilhassa presbiyopik yaş kümesi hastalara bilgisayar uzaklığına uygun gözlük numarasının reçete edilmesi kıymetlidir. Ekran karşısında uzun vakit geçiren bireylere yazılacak gözlüklere uygulanacak özel filtrelerin (mavi filtre) ve yansıma önleyici kaplamaların yararı olduğu kimi çalışmalar ile kanıtlanmıştır” dedi.
Kâfi su tüketiminin de çok değerli olduğuna vergi yapan Dr. Bulut, “Çay ve kahveden alınan sıvı, suyun yerini tutmaz. Fındık, badem, ceviz, balık üzere omega-3 içeren ve esansiyel yağ asitlerinden güçlü beslenmek gözyaşının kalitesini arttırmaktadır. Bilhassa klima ile havalandırılan iş yerlerinde ve alışveriş merkezlerinde göz kuruluğu artar. İşyeri ve meskenlerde kuruluğu önlemek hedefiyle ortam nemlendiricileri kullanılabilir. Başta bahsettiğim üzere dijital ekranların kullanımı hayatımızın değerli modülü olduğunu düşünürsek, bu ekranlar karşısında geçireceğimiz vakti göz sıhhatimizi müdafaayı unutmadan kararlaştırmak ömür kalitemizi yükselteceğinin farkında olmalıyız” dedi.
Cumhuriyet
