Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Kısmından Doç. Dr. Hasan Demirhan, yağmurlu havada maske kullanımıyla ilgili değerli açıklamalarda bulundu.
Doç. Dr. Demirhan, maske kullanımının pandemi sırasında sıhhat çalışanları, toplum ve hastalar tarafından kullanılmak üzere değerli bir ilaç dışı müdahale olduğunu belirterek “Maske enfeksiyon riskini yüzde 85 oranında azaltır.Sadece etkilenmemiş şahısları kontamine damlacıklar ve aerosolleri teneffüs etmekten korumakla kalmaz, birebir vakitte virüsün enfekte olanlardan yayılmasını da azaltır.Havadaki partiküllerin yüzde 95’ini filtrelemek ve yüze takıldığında ise yüzün etrafına sararak sızdırmazlık oluşturmak için tasarlanırlar” dedi.
“CERRAHİ MASKELER SUYA DAYANIKLI”
Cerrahi maskelerin dış katmanının suya güçlü olduğuna değinen Doç. Dr. Demirhan, “Cerrahi maskelerde üç ila dört kat dokunmamış kumaş, dokuma olmayan polipropilen ve polyester ile filtre ortamı oluşturulur. Dış katman suya sağlamdır, iç katman ise dışarı atılan damlacıkları ve nemi emmek ve rahatlık sağlamak için hidrofiliktir. Orta katman/katmanlar, elektrostatik kuvvetle aerosolleri ve (negatif yüklü) partikülleri çekmek için ekseriyetle olumlu yüklüdür. Partiküllerin boyutu 0,5 m üzerinde olduğunda filtrasyon verimliliği artar. Virüsler bu boyutun altında olmakla birlikte ekseriyetle aerosol partikülleri yahut daha büyük damlacıklar üzerinde hareket ettiklerinden ötürü filtrasyona uğrayabilmektedirler. Dış katmanının sıvıya dirençli özellikleri, bulaşıcı mikroorganizmalar içeren sıvı damlacıklarının penetrasyonundan korur. Suya sağlam dış katman sıvı damlacıklarını emmez ve böylelikle iç katmanı kontamine olmaktan korur. Önümüzdeki süreçte mevsimin değişmesi yağmurlu yada karlı havalarda maskenin filtrasyon özelliği üzerinde olumsuz tesir bırakmayacaktır. Maskelerin kullanımına azami dikkat gösterilmelidir” diye konuştu.
“MASKE HASTALIĞIN ŞİDDETİNİ DE AZALTIYOR”
Doç. Dr. Demirhan, maskenin hastalıktan muhafazasının yanı sıra şiddetini de azalttığına dikkati çekerek, “Yapılan testlerin artması teşhis alan hastaların artmasına neden oldu. Lakin bununla bir arada hafif ya da belirti vermeden hastalık geçiren hastaların sayısında da artış görüldü. Bu durum maske kullanımının artmasına bağlanmaktadır. Maske kullanımı yalnızca bizi öteki hastaların damlacıklarından korumuyor birebir vakitte daha az virüs ile temas etmemizi sağlıyor. Ağır hastalığın yüksek virüs yükü ile olduğu ileri sürülmektedir. Virüs yükü ile alakalı hastalık seyri yeni bir fikir değil. Gripte de emsal formda influenza A virüs dozu arttıkça hastalık ciddiyetinin arttığı bildirilmiştir. Bu süreçte maskenin virüs yükünü azalttığına dair örnekler görüldü. Şubat ayında Japonya’daki diamondprinces gemisindeki hastaların yüzde 18’inde hastalık asemptomatik iken, mart ayında Arjantin’deki diğer bir gemideki hastaların yüzde 81’i asemptomatik geçirdi. Ortalarındaki en değerli fark Arjantin’deki gemide birinci olayın tespitinden çabucak sonra yolcuların cerrahi maske ve mürettebatın ise N95 maske takması idi. Toplu taşımada aralığın gereğince korunmaması, el ile birebir alanlara birden fazla kişinin teması hastalık riskini arttıran en önemli faktörlerdir. Bu durumda en rahat uygulanabilir sistem olarak maske kullanımına dikkat edilmesidir” tabirlerini kullandı.
Cumhuriyet
