Türkiye’nin çekilme kararının akabinde İstanbul Sözleşmesi’nin 1 Temmuz’da yürürlüğünün sona erecek olmasına yansılar sürerken hükümetin Meclis’e sunduğu 4. yargı paketinde yer alan cinsel istismar, taammüden öldürme, azap üzere “katalog suçlar” için “somut delil” kuralı aranması tartışma yarattı. Bayan örgütleri temsilcileri, “Kadın ya da çocuğa yönelik cinsel hatalardan tutuklama imkânsız hale gelecek” ikazında bulundu.
‘SUÇLUYU DEĞİL, ÇOCUĞU KORUMAK GEREK’
İstanbul Bayan Kuruluşları Birliği Koordinatörü ve İstanbul Barosu Lider Yardımcısı Nazan Moroğlu, bilhassa çocukların cinsel istismarında makul kuşku yerine somut kanıt, imaj ve ses kaydı aranması halinde bu uygulama, istismar edenin korunması manasına geleceğini söyledi. Moroğlu, “Yargı ıslahatının odağında insan hakları ve hukukun üstünlüğü olmadıkça, bayana yönelik şiddet ve çocuğun cinsel istismarı kabahatleri görmezden gelinmesine, hatalıların aklanmasına yol açacaktır. Anayasanın 41. hususunu bir sefer daha hatırlatmak isterim. Her cins istismara ve şiddete karşı çocukları esirgeyici önlemleri almak devletin yükümlülüğündedir. Hatalıyı değil, mağdur çocuğu korumak gerekir” dedi.
‘FAİLLERİN CEZASIZ BIRAKILMASI DEMEK’
Eşitlik İçin Bayan Platformu (EŞİK) sözcülerinden Avukat Hülya Gülbahar, “Katolog kabahatler içinde kaçakçılık, insan ticareti, cinayet, birebir vakitte çocuk cinsel istismarı, tecavüz ve cinsel hücum cürümleri da var. Bu kanun değişikliği ile artık bayan ya da çocuklara yönelik cinsel hatalardan rastgele bir tutuklama yapılması imkânsız hale gelecek. Tutuklamada manzara, ses kaydı vb. somut kanıt kriteri aramak birebir halde mahkûmiyet açısından da somut kanıt olmadığı takdirde mahkûmiyet verilmemesi sonucu doğuracak” dedi. Cinsel cürüm faillerinin cezasız bırakılacağını anlatan Gülbahar, şöyle devam etti: “Bu düzenleme ile TCK bir manada etkisiz kılınacak. Yargıtay’ın cinsel hatalarda çocuk ya da bayan mağdurun beyanının nasıl alınacağının, hangi kurallara nazaran alınacağını, hangi prosedürlerle nasıl çürütüleceğini ya da destekleyeceğini anlatan sayısız kararı var. Somut kanıt kaidesinin getirilmesi bütün bu Yargıtay kararlarının da yok edilmesi manasına geliyor. Yargı paketinin içindeki cinsel kabahatlere dair somut kanıt koşulu getirilmesi bundan bu türlü rastgele bir cinsel hata nedeniyle kimsenin cezaevine girmeyeceği şartları yaratma manasına geliyor. İşin acı tarafı tam da bunun tartışıldığı günlerde Meclis Adalet ve Şiddet Komisyonu’nda cezaevinde olan cinsel istismar faillerinin affı tartışılıyor. Bu iki düzenleme yapıldığı takdirde cinsel hatalardan cezaevinde kimse kalmayacak ve bundan sonra kimse cezaevine giremeyecek manasına geliyor. Bu, ülke çapında cinsel cürümleri özgür bırakmak olarak yorumlanacak ve ne yazık ki bütün failleri cezalandırırken, bütün bayanları ve çocukları savunmasız bırakacak bir düzenleme olacak.”
TUTUKLAMALAR ZORLAŞACAK
Mor Çatı Bayan Sığınağı Vakfı kurucusu, avukat Canan Arın ise kelam konusu unsurun yasalaşması durumunda tutuklamaların zorlaşacağını söyledi. Arın, “Daha geçen gün 12 yaşındaki bir çocuğa herkesin gözü önünde saldıran adamı bıraktılar. Artık ne diyeceğimi bilemiyorum, kelamın bittiği yerdeyiz. Tecavüz denen olay dört duvar ortasında cerayan eder, hiçbir erkek bir bayana tecavüz ederken sahneye çıkıp ‘ey ahali gel beni seyret, ben bayana tecavüz ediyorum’ demez. Onun şahidini bulmak çabucak hemen mümkün değildir. Erkekleri tecavüz cürmünden kurtarmak, korumak, tecavüzü teşvik etmek için yapıyorlar bunu. Bayan cinayetlerinin, şiddetin arttığı devirde bu unsur vahim. Umarım bir gün hukukun uygulandığı bayanların insan haklarına hürmet duyulduğu bir ülkeye, hükümete kavuşuruz” dedi.
Cumhuriyet
