Yaz aylarının gelişiyle, biraz da turizm dalını canlandırmak ismine elbette, pandemi yasaklarında muhakkak bir gevşeme oldu ve konser, tiyatro, şenlik üzere etkinliklere de müsaade çıktı. Tekrar de her şey güllük gülistanlık değil tedbirler, kısıtlamalar devam ediyor hâlâ. Biz de bu vesileyle İstanbul’un önde gelen aktiflik yerlerinden KüçükÇiftlik Park’ın işletmecisi Naz Kavran ile yeni periyodu konuştuk.

– Aktiflik kesiminin pandemiden gördüğü ziyan ne büyüklükte oldu sizce?

Tüm dünya ve tüm dallar için olağandışı ve yok edici bir süreç oldu. Fakat olağan kaidelerde bile ülkemizde her felakette birinci kapatılan kültür sanat, yeme içme ve cümbüş kesimleri için ziyadesiyle yıkıcı oldu. Kendi adıma konuşacak olursam; hem kendi mülkümüzde işletmecilik yapan hem de öz sermayemizle kendimizi finanse edebilen bir yapı olduğumuz için meslektaşlarım kadar şikâyet etme lüksüm olmadığını düşünüyorum. Bu müddet zarfında kendimizden çok tek bir şey düşündük: “KCP ekosistemi” dediğimiz organizatör, sanatçı, güvenlik, paklık, insan kaynağı, ses ışık manzara, mobilya kiralama, matbaa, reklam ve halkla bağlar ajansları ve aklıma gelmeyen onlarca firmamızla birlikte nasıl ayakta kalırız? Geçen yıl konser, şenlik işleri yapamayacağımızı öngörerek yerde kapalı işlere yer verdik ve iki milyon lira civarı bir iktisat yaratarak, sırf tiyatro tertipleri yaparak ekosistemimizi ayakta tuttuk. Bu yıl ise açılma beklentisiyle lakin tekrar temkinli planlarla geçen yılın 14 katı büyüklüğünde bir iktisat dahilinde sıMIRlı kapasiteli konser, tiyatro, sinema ve yeme içme aktiflikleri düzenliyoruz.

– İzleyicinin ilgisi nasıl oldu etkinliklere (konserler mi daha çok ilgi gördü, oyunlar mı mesela) ve tedbirlere herkes uyuyor mu?

Geçen dönem yalnızca KüçükÇiftlik Bahçe Tiyatrosu programıyla 10 bine yakın tiyatroseveri ağırladık. Bu sene de 9 Temmuz’da Duman ile açılışımızı yaptığımızdan beri etkinliklerimizin yüzde 75’inin biletleri günler öncesinden büsbütün tükendi. Pandemi sebebiyle herkesin açık havada toplumsallaşmayı özlediğini gözlemliyoruz. İlerleyen günlerdeki programımıza ilgi ve bilet satışı da epey fazla; KüçükÇiftlik sever dostlarımız tiyatro, sinema, konser ayırt etmeden tüm işlerimize istek gösteriyor. Bu yıl da açıldığımız günden beri kentin en çok bilet satan aktifliklerin mesken sahipliği unvanını koruyoruz. Kültür sanat meraklıları aslında şuurlu ve eğitimli beşerler, bilhassa 30 yaş üzeri konuklarımız önlemlere harfiyen uyuyorlar. Genç kitlemiz bizi biraz daha zorluyor lakin ikna yoluyla anlaşıyoruz diye düşünüyorum.

– Yakın vadede ne öngörüyorsunuz, pandeminin gidişatına nazaran nasıl planlar yaptınız?

Sonbahar yahut kışın geri gelmesi konuşulan kapanma bizi bir epey endişelendiriyor ve rasyonel bulmuyoruz. İki yıla yakın vakittir maddi manevi kayıplarla boğuşan bölümümüz için bu, kaldırılabilecek bir durum değil esasen. Umudum ve tercihim kapanma yerine aşı olmayan bireylerin çeşitli alanlara girişlerinin kısıtlanması istikametinde. Kış için yarı kapalı alan kuracak, etkinliklerimize önlemleri üst seviyede sürdürerek devam edeceğiz. Aşı ile ilgili umduğum kısıtlama gelmese bile hastalığın yayılım sürecini takip ederek biz uygulamayı düşünüyoruz. Önümüzdeki yaza ise eski günleri aratmayacak bir program hazırlıyoruz, sabırsızlıkla hoş günlere geri dönmeyi sevdiklerimizle sarılmayı bekliyoruz.

NELER VAR?

KONSER

– 22 Ağustos Yüzyüzeyken Konuşuruz

– 18 Eylül Ajda Pekkan

– 2 Ekim Stavroz

TİYATRO

– 2 Eylül “Sevgili Arsız Vefat Dirmit”

– 9 Eylül “Çamlıca’nın Üç Gülü”

– 17 Eylül “Bülent Bey’in Hikayesi”

– 23 Eylül “Üçü Bir Arada”

SİNEMA

– 17 Ağustos “Bir Nefes Daha”

– 7 Eylül “Kelebekler”

– 14 Eylül “Söz Senettir”

– 28 Eylül “Ahlat Ağacı”

Cumhuriyet